Asırlardır süren uykusundan uyandı rehavetle.
Bedenindeki sızıyı kalbinin tam orta yerinde hissetti. Öksürdü. Giderek büyüyüp
evin rutubetli duvarlarını ve tüm semti kapladı sızı. Komodinin üzerindeki
saatin yanıp sönen turuncu ışığına daldı gözleri. Turuncuyedituruncuyedi…
Köyde çoktan kalkıp işe koyulmuştur kadınlar. Ama
şehir farklı… Başkalarının evini temizlemek, ışıklı, dehlizli hayatlarını
izlemek için YEDİ uygun bir saat. Ayağa kalktı. Pencereye yaklaştı. Buğulanmış
cama dayadı burnunu. Kuş resmi çizdi uzun, ince parmaklarıyla. Güvercinler
havalandı sokaktan. Ürperdi. Çiçekli, pazen pijamasını çıkarıp yün elbisesini
giydi. Saçlarını tarayıp topladı. Serra Hanımın yeni yılda hediye ettiği kremi
sürdü. Alnına, yanaklarına iyice yedirdi.
“Nereden
buluyorsun bu antikalıkları?” diye sormuştu kocası turuncu renkli kutuyu ilk
gördüğünde.
“ Hayat Annen gibi kadınlardan ibaret değil” demişti
içinden. Yüksek sesle dile getiremeyeceği bir fikirdi bu. Çabuk kızan bir
adamdı Fırat. Şehirde dikiş tutturamamanın acısını en yakınından alan yenik bir
adam…
Salonda yemek masasının üzerindeki kahvaltı tabağını
görünce sinirlendi. Yarısı yenmiş peynir, birkaç zeytin ve sofradaki ekmek
kırıntıları...
“ Hay ben senin… İnsan bir mutfağa bırakır şunları.”
Tabakları sudan geçirdi. Mantosunu, çantasını alıp çıktı evden.
Çoğu sabah aynı manzara… Karşı dairenin önünde
sırtını kapıya dayayıp somurtan o genç adam.
“ Bak ölümü gör bir daha yaparsam.” İçerden tık yok.
“ Aç kapıyı kız! Süheylaa! Hasta etme adamı.” Bakışlarını kaçırıp merdivenleri indi. Büyük,
demir kapıyı açtı oflayarak. Gökyüzü gri bulutlarla kaplıydı. Kaplan yılı bir
ay önce başlamıştı. Mızmız, müşkülpesent oldu erkekler. Kadınlar her daim
sabırlı… Kış olanca şiddeti ve hiddetiyle gelip çöreklenmişti şehrin üzerine.
Buzdan saçaklar bir gecede arsızca sarktı saçaklardan. Su birikintileri dondu.
Kar yarım metreyi buldu. Sonra eridi. Sonra yine yağdı. Bu kez suhuletle,
zarif, ağır başlı bir kadın edasıyla gösterdi yüzünü.
Hediye tedirginlikle yürüyordu kaldırımdan.
“ Camları sildirmez herhalde bugün” diye düşündü. “
Yok canım. Aklı başında kadındır Serra Hanım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder