12 Temmuz 2011 Salı


Yazın ortasında sıcak bir gün. Gittikçe alazlanan, tenimin, düşüncelerimin içine sızıp zihnimi bulandırmaya çalışan lodos. Bahçekapıda Borsa Lokantasındayız. Pertev Ol iki dirhem bir çekirdek karşımda oturuyor. İki hafta önceki huzursuz halinden eser yok. Sürekli anlatıyor. Piyano öğretmeni Matmazel Jan canlanıyor gözümde. Yalının önünden denize atlayan iki kardeş, sandaldan balık tutma maceraları… Ablası hiç evlenmemiş. “Bilerek, isteyerek tercih etti bunu. Talipleri oldu aslında.” Anne Baba birkaç yıl önce ardarda ölünce işin başına Pertev Ol geçiyor. “İhracattı değil mi?” Gülümsüyor. “Evet. O tür şeyler.” Mualla Abla haklı. Mavi renk gözleri, açık renk saçlarıyla gerçekten Gary Cooper’a benziyor. “Keşke onu sevebilsem” diyorum içimden. Sevgi uzak bir ülkedeki ulaşılmaz bir hayal olarak canlanıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder